Konsept ve Yönetim: Mine Çerçi
Metin Yazımı: Mine Çerçi, Güray Dinçol, Sena Taşkapılıoğlu
Oyuncular: Güray Dinçol, Sena Taşkapılıoğlu
Ses Tasarım ve Müzik: Eda Er
Işık Tasarım: Utku Kara
Kostüm Tasarım: İnci Kangal Özgür
Dekor Tasarım: Mine Çerçi
Dekor Uygulama: Marta Montevecchi
Teknik Uygulama: Koray Doğan
Afiş Tasarımı: Uğur Açıkgöz
Bu akşam yolum ikinci kez Güray Dinçol ile kesişti. Kendisiyle Şatonun Altında oyunuyla tanışmıştım ve tiyatrolarına aşık olmuştum. Bu oyunlarını da çok sevdim. Bir kadınla bir adam birlikte yaşadıkları hayatlarını evin iç duvarlarından doğru bize anlatıyorlar. Anlattıkları hikaye aslında tanıdık. Hepimize ait, hayatın ana hatları, kalın çizgileri. Ama hikayeyi sanki yabancı bir dilde anlatıyorlar. Sonra çok harika bir şey oluyor ve biz anlattıklarını dillerini bilmesek de anlıyoruz. Büyülü bir şey sanki.
Gelelim anlattıkları öyküye. Kadınla adam tanışıyorlar, kendi duvarlarının ardından çıkıp, birbirlerine doğru çekiliyorlar, birbirlerini seviyorlar, duvarlarını birleştirip, birlikte yaşamaya başlıyorlar. Zaman zaman birbirlerine, hayatlarına, ilişkilerine, kendi duvarlarının arasına sığamıyorlar. Kaçıyorlar, bunalıyorlar, depresyona giriyorlar ama yine birbirlerine dönüyorlar.
Ve duvarların dışındaki hayat, onların hayatına, içeriye, duvarların öte tarafına, güvenli bölgeye sızmak için bir yol buluyor. Rüzgar oluyor, yağmur oluyor, gök gürültüsü oluyor, ses oluyor, ışık oluyor. Ve bazı şeyler o kadar tanıdık ki. Bana da gazetelerden, haberlerden hayatıma sızan sesler, resimler, "ey" ler o kadar fazla geliyor ki. Duvarların arkasına sinesim geliyor.
Oyun sessiz olarak kurgulanmış. Oyuncuların kostümleri, palyaço makyajları ve ışık hareketlerini, mimiklerini büyütüyor, büyütüyor, sessiz sözcükler halinde ta bize kadar ulaştırıyor. Ve tüm bunları 3 hareketli duvar, 2 valiz ve 2 iskemleyle yapıyorlar. Ben fiziksel tiyatroyu çok seviyorum. Anlatımdaki orijinallik, insanların doğal hareketlerine, davranışlarına ve duygularına getirilen yeni çözümlemeler ve yorumlar çok hoşuma gidiyor. Sanki bulmaca çözer gibi.
Farklı bir tiyatro deneyimi için tavsiye ederim.
Oyunun bana hatırlattıkları: Magritte'in bir bacak ve bir koldan oluşan insanımsı beden formlarını çizdiği resmi. Bu adamla kadın da farklı yaşam tepkileri olan farklı bir insan formu gibiydiler.
Sizlere Not: Sahnelerde neler olduğunu facebook'ta entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdaki paylaşımlardan takip edebilirsiniz. Instagram'da ebru_tarm adresindeyim.
Meraklısına Video: Kendi çektiğim selam videosu
Kendime Not: bizim takım ben ve müge
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder