Kan ve Gül - Alper Canıgüz

(Konuk yazarımız Robinson Crusoe'dan haber var)

Kan ve Gül, Alper CANIGÜZ’ün son kitabı, tabii bu ben bu yazıyı yazarken geçerli olan bir durum. Olur da 3 5 sene sonra okursunuz bu yazıyı, “olur mu yahu son kitabı başka değil miydi” diye arkamdan atıp tutmayın durduk yere.

Öncelikle kitapta inanılmaz bir afili filintalar kokusu, tadı alıyorum okurken, acaba yazarımız da onlardan mı diye bakasım geliyor ama buna kitabı bitirmeden bakamıyorum zira inanılmaz akıcı bir kurgusu var, bırakamadım lanet olasını elimden. Son günlerin moda söylemiyle “bam bam bam” taktiğiyle bitirdim. Ve evet çok merakta bırakmayayım sizi Alper CANIGÜZ de afili filintalar ekibindenmiş. Ha bunu bilmemek benim ayıbımdır, muhtemelen herkes biliyordur. Neyse ben en güzel bir tesadüfle öğreniyorum bunu. Sonra dikkatimi çekiyor kitabın editörü de Murat MENTEŞ. Hay Allah ne güzel bir birliktelik.

 

Olaylara kahramanımız Aziz’in penceresinden bakıyoruz. Nerden baksan vurdumduymaz bir hayat yaşamış Aziz. Kariyer anlamında pek başarılı sayamayız kendisini, en azından kendisine göre öyle. Ama bizim karar vermemiz gerekseydi, sanırım öncelikle çevirisini yaptığı kitaplardan birkaçını okumamız gerekirdi. Kendisi üniversite yıllarında elini kaptırıp kaderini kurtaramadığı bir yayınevinin çevirilerini yapıyor. Boşanmış Aziz, nedenlerine burada değinmek istemiyorum zira onun özel hayatı, benden duymanızı değil kitabı okuduğunuzda öğrenmenizi tercih ederim. Ama kızı Zeynep’ten bahsedebilirim. Zaten her şey de Zeynep’in bale gösterisine gideceği akşam gerçekleşiyor.

 

Önce bir tesadüfle üniversiteden arkadaşı Fulya ile karşılaşıp farkında olmadığı bir cinayeti öğreniyor. Cinayete konu kişi yine özel hayatına karışmak istemem ama Abdül. Abdül Aziz’in hiç tanımadığı, üniversite hayatındaki en yakın dostlarından birisi. Belki de en özel arkadaşı ama bunu keşfetmesi için öncelikle zamanda bir yolculuk gerçekleştirmesi gerekiyor.

Bu zaman yolculuğunda ve bu yolculuk sırasındaki rehberliğinden ötürü buradan İskender DOĞAN’a Aziz adına bir teşekkürü borç bilirim. İskender Bey bu eşsiz dejavu hikayesinde kitaba güzellikler katıyor adeta.

Aziz bir takım silsileden sonra aslında herkesin sürekli dillendirip hiç gerçekleştiremediği “ah”ı gerçekleştiriyor ve bugünkü aklıyla geçmişe dönüyor. Az yukarıda da bahsettiğim gibi tesadüfen öğrendiği bu cinayete engel olmaya ve cinayetin sebeplerini bulmaya çalışıyor. En azından katili öğrenmek Aziz’in boynunun borcu sanırım. Zira Abdül, en yakın arkadaşıdır kendisinin.

Hangi seneye döndüğünü ben söylemeyeyim ama küçük bir ipucu vereceğim, o seneye girdiğimiz yılbaşında çıplak memintolarıyla Star TV’de dansöz oynatılmıştı.

Harikulade sürükleyici bu kitabı umarım sizler de çok beğenirsiniz.

Meraklısına Video 1:  Kitap tanıtım videosu

Meraklısına Video 2: Alper Canıgüz'le Kan ve Gül üzerine yapılan röportaj