25 Kasım 2018 Pazar

Meçhul Paşa - Tiyatro Adam


meçhul paşa ile ilgili görsel sonucu

Yazan: Ahmet Sami Özbudak
Yöneten: Emrah Eren
Dekor ve Kostüm Tasarımı: Barış Dinçel
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Müzik: Deniz Bayrak
Koreograf: Gizem Erdem
Yönetmen Yardımcısı: Güney Zeki Göker
Oyuncular:
Erdem Akakçe
Fatih Koyunoğlu
Bülent Çolak

Bu akşam nefis bir oyun izledim. Halen etkisindeyim. Hem çok güldüm, hem çok hüzünlendim hem de çok hayıflandım. Meçhul Paşa 1946 yılında Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Mustafa Mim Uykusuz tarafından çıkartılan daha doğrusu çıkarılmaya çalışılan, çıkarabilmek için mücadele edilen mizah dergisi Marko Paşa'nın tarifsiz serüvenini anlatıyor. Bize hikayeyi bu yazarların ilham perileri anlatıyor aslında. Her şeye tanık ya da sebep olan ilham perileri. Peri deyince aklınıza minnoş genç kızlar falan gelmesin lütfen. Perileri de oyun künyesindeki aynı bıyıklı/bıyıksız adamlar oynuyor. Sahnedeki üç adam rolden role giriyorlar. Perileri oynuyorlar, yazarları oynuyorlar, hanın çaycısını oynuyorlar, mürettipi oynuyorlar, okuyucuları oynuyorlar, isimsiz pek çok role giriyorlar. Üç kişiyle dev bir kadroyu döndürüyorlar sahnede.


meçhul paşa ile ilgili görsel sonucu

Oyun bir tarafa ben dergiden de biraz bahsetmek istiyorum. Tabi ki oyundan öğrendiğim bilgilerle. Marko Paşa bir başarı, bir mücadele hatta bir savaşın öyküsü. Marko Paşa ilk sayısında 10.000 kopya ile çıkıyor ama dağıtım şirketi derginin içeriğini görünce dağıtmaktan vazgeçiyor ve dergiler ortada kalıyor. Daha ilk günden, ilk sayıdan itibaren mucizevi çözümler bulmak zorunda kalıyorlar. Aziz Nesin dağıtılmayan dergileri Eminönü'nde, sokakta, gelene geçene tek tek satıyor ve Marko Paşa okuyucusuyla ilk kez böyle buluşuyor. Dergi o yıllarda 60.000 tiraja kadar çıkıyor. Marko Paşa bazen Aziz Nesin'siz, bazen Sabahattin Ali'siz, bazen de Rıfat Ilgaz'sız çıkıyor. Çünkü sırayla hapishanede yoklama veriyor derginin yazarları. Gün gelir -ki bu gün pek de geç gelmez- Marko Paşa'yı kaparlar. Onlar da Merhum Paşa olurlar, Yetmez ya da yine yaşatmazlar, Malum Paşa olurlar, Yedi Sekiz Paşa olurlar, Tüm Paşalar kapatılınca Ali Baba ismiyle tekrar, taze bir başlangıç yaparlar. Görünmeyen eller bu dergiyle uğraşırlar çünkü Marko Paşa yazılarıyla emperyalizme karşı mücadele eder. Bu serüven 7 isim, 8 sahip, 10 yazı işleri müdürü, 9 matbaa, 10 adreste yoluna devam etmiş, mücadelesini sürdürmüş. Dediklerine göre geride 77 sayı kalmış.

Ä°lgili resim

İşte derginin bu serüveni sahnede muhteşem bir tiyatro diliyle anlatıldı bize. Fatih Koyuncuoğlu, Erdem Akakçe ve Bülent Çolak gerçekten müthiştiler. Girdikleri her rolün, söyledikleri her repliğin hakkını verdiler. Hem yazarların iç dünyalarını, hem derginin mutfağında yaşananları, hem dönemin siyasi ahvalini, hem yaşadıkları mücadeleyi, hem okuyucunun tepkisini, hepsini bir arada anlatmayı başardılar. Bu masalsı anlatımda tabi ki Barış Dinçel'in yaptığı harika dekor ve Yakup Çartık'ın ışık uygulamasının da büyük etkisi var.

meçhul paşa ile ilgili görsel sonucu

Gerçekten özel bir oyun Meçhul Paşa, tıpkı anlattığı dergi Marko Paşa gibi. Mutlaka seyredin. Bir dönemin, bir ülkenin ahvalinin, hatta makus talihinin hikayesi Meçhul Paşa. Bu oyundan da kendime bir cümle ayırdım. Marko Paşa'nın mürettipi kendini Ulus gazetesine daha yakın hisseden hanın çaycısına "gülmüyorsan cehennemdesin" diyor. Evet, gülmüyorsak, cehennemdeyiz. Mutlaka seyredin. Ben mutlaka bir kez daha seyredeceğim.

Sizlere Not: sahnelerde neler olduğunu facebook'da entelektüelbaykuşlar isimli sayfamdan takip edebilirsiniz. Instagramda @ebru_arm adresindeyim.

Meraklısına video:



Meraklısına Video: KRT televizyonundaki oyunla ilgili röportaj




Meraklısına Video: Dekor kurulumu





Kendime Not: Bizim takım ben, annem ve Müge


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder